NİKOLAY ÇAVUŞESKU (1918-1989)
"Cellat, “İnfaz emrini veren Çavuşesku’nun gözde
komutanıydı” dedi."
Nikolay Çavuşesku, 1918
yılında doğar... On bir yaşında Bükreş’e gelip ayakkabıcı çırağı olur ama papuçtan
ziyade siyaset yapar. Afiş asar, duvar boyar, her eyleme koşar ve altı sene
hapis yatar. Çıktığında kendisi gibi hızlı bir komünist olan Elena Petresku ile
evlenir. Elena’nın babası kendi halinde bir ırgattır, kızını ilkokul dördüncü
sınıfa kadar okutabilir. Nikolay da mürekkep yalayamaz ama tahsilin gereğine
inanır. İhtilal sonrası Komünist Partinin gücünü kullanarak Bilimsel Araştırma
Enstitüsü başkanlığına atanır. Kimyagerler tarafından hazırlanan bir doktora
tezine imza atar ve kimya doktoru unvanını alır.
Nikolay Çavuşesku oyunu
kuralına göre oynar, güçlünün rüzgârına yelken açar. Nitekim Komünist iktidarın
Tarım Bakanı olur. Ama o, dahasını ister ve Silahlı Kuvvetlerini arkasına alır...
O kadar hırslıdır ki, ne eder eder Komünist Parti’nin ikinci adamı olmayı
başarır.
Nikolay, Komünist lider Gheorghiu-Dei’nin ölümünden sonra (1965) Devlet Konseyi Başkanı olur. 1960’larda Romanya’yı Varşova Paktı üyeliğinden çıkarır ve Batılıların sempatisini kazanır. Ancak ülkesini militan gibi yönetir, halkı canından usandırır. Gizli Polis teşkilatını düşünürlere musallat eder, muhaliflerini helada bile takibe alır.
Baskıcı ve acımasız
Nikolay, Komünist lider Gheorghiu-Dei’nin ölümünden sonra (1965) Devlet Konseyi Başkanı olur. 1960’larda Romanya’yı Varşova Paktı üyeliğinden çıkarır ve Batılıların sempatisini kazanır. Ancak ülkesini militan gibi yönetir, halkı canından usandırır. Gizli Polis teşkilatını düşünürlere musallat eder, muhaliflerini helada bile takibe alır.
Nikolay ekonomiden
anlamaz, yatırıma inanmaz. Ancak kendisi için tehlikeli olabilecek insanlara büyük
paralar dağıtır. Ülkeye çivi çakmadığı halde hazine tam takır kalır. Çavuşesku
kendi lüksünden zerre kadar taviz vermez ama ülkenin tüm ürünlerine el koyar,
dışpazara çıkarır. İç piyasada her şey karneye bağlanır, halk yiyecek, giyecek
ve ilaç sıkıntısından kırılır.
Hele Elena doyumsuz bir kadındır. O yükseldikçe, halk dibe batar. Çavuşeskular sayısı kırkı bulan malikanelerde ihtişam içinde yaşarlar. Ancak Doğu Bloku’nun göçmesi ile onların da iktidarı sallanmaya başlar. 1989 yılında Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açtırınca ayaklanma çıkar, isyan dalga dalga yayılıp ülkeyi sarar. O da ustalarından öğrendiğini yapar pılısını pırtısını toplayıp kaçmaya çalışır. Ancak bunu başaramadan yakalanır. Onu, (Noel günü olmasına rağmen) alelacele yargılar ve karısıyla birlikte kurşuna dizerek ortadan kaldırırlar. (25 Aralık 1989).
Hele Elena doyumsuz bir kadındır. O yükseldikçe, halk dibe batar. Çavuşeskular sayısı kırkı bulan malikanelerde ihtişam içinde yaşarlar. Ancak Doğu Bloku’nun göçmesi ile onların da iktidarı sallanmaya başlar. 1989 yılında Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açtırınca ayaklanma çıkar, isyan dalga dalga yayılıp ülkeyi sarar. O da ustalarından öğrendiğini yapar pılısını pırtısını toplayıp kaçmaya çalışır. Ancak bunu başaramadan yakalanır. Onu, (Noel günü olmasına rağmen) alelacele yargılar ve karısıyla birlikte kurşuna dizerek ortadan kaldırırlar. (25 Aralık 1989).
Nikolay Çavuşesku ve eşi
Elena Amerikalı kapitalistleri bile imrendirecek bir hayat sürerler.
İdamlarından bir süre sonra, eşyaları fakirlere dağıtılır ki bunların içinde 68
takım elbise, 21 çift ayakkabı, 55 gömlek, 23 şapka ve 12 pijama vardır. Elena
Çavuşesku’nun gardırobu kocasına bile fark atar. Dolaplarından tam 177 çift
ayakkabı, 30 çanta, 12 manto ve 170 elbise çıkar. İşe bakın bunlar düşkünler
yurdunda yaşayan yaşlı kadınlara yarar..
Öleceğini anlamıştı
Çavuşesku’nun mahkemesinde de bulunan Cirlan, “Tüm
mahkeme birkaç saat içinde olup bitti. Duruşmanın başında Çavuşesku gözlerime
baktı. Öleceğini anlamıştı. İdam kararı hemen uygulamaya geçildi. Stanculescu,
8 gönüllü arasından benim de aralarında olduğum 3 kişiyi seçti. Her ikisine de
30′ar el ateş emri verdi ve “Önce Çavuşesku’yu öldürün” dedi. Gözleri bağlı
değildi. Daha önce tavuk bile öldürmemiştim, onların ölümünü izlemek korkunçtu.
Ama ona kızgındım, halka ve sosyalizme ihanet etmişti” diye konuştu.
1989 yılında Çavuşesku, Macar asıllıların yaşadığı Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açılmasını emredince, başlayan devrim hareketi dalga dalga yayıldı. 1989 yılının Aralık ayının yirmi ikisinde karısıyla birlikte kaçmaya çalışırken yakalandı. Kendisi ve karısı askeri bir mahkemenin, televizyonda iki saat boyunca yayınlanan yargılaması sonucu Noel günü kurşuna dizilerek idam edildi. Karısı idam edilirken “Ben sizin annenizim” diyordu. Çavuşesku çifti, ayrı ayrı olarak Bükreş’in Ghencea Mezarlığı’nda yolun zıt taraflarına gömüldüler. Çavusesku da ülkesini çok sevdiğini ve onun için çok şey yaptığını söylemişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar