7 Ağustos 2012 Salı


Romanya Gezi Rehberi

Macaristan dan sonra Romanya Braşov şehrine  akşam 21:30 da indik. Tren istasyonunda ki manzara zaten Romanya’da fazla kalmayın, çekin gidin der gibiydi. Tuhaf ve kötü kokan insanlar, para isteyen dilenciler vs… Halk otobüsü için bilet alıp merkeze yani Piata Sfatului denilen meydana gittik. Hemen bir Restoran’a oturup çorba ve pizza yedik. 


          Piata Sfatului adı verilen bu meydan şehrin kalbidir. Bu bölgeye eski şehir deniliyor çünkü 17. Yy dan kalma bir çok eser var ve evler Alman zamanından izler taşır. Meydanın ortasında ki “ Meclis Binası’nın Trompet Kulesi adında ki kulesi 1420 yılında yapılmış ve o dönemde şehir tehlikede olduğu zaman trompet çalınır ve şehir uyarılırmış.  Romanya’nın Transilvanya bölgesinde yer alan Braşov, 1950-60 yılları arasındaki kominist dönemde “Stalin Şehri” anlamına gelen Oraşul Stalin adı ile anılırmış.
                                                                                                                  Daha sonra Rolling Stone Hoste’li aramaya koylduk. Arkadaşlar bu Hostel “backpacker”lar için çok uygun bir yerdir ve meydana yürüme mesafesi ile çok yakındır bizim gibi taksiye binip sokak sokak gezmeyin sakın. 



Neyse Otel’e geldiğimizde gece saat 02.00 dı. Kapıyı çaldık, çaldık ama  ne açan var ne ses veren. Eyvah sokakta kaldık diye endişelenmeye başladık sonra valizlerimizi duvar dibine koyup üstünde oturmaya başladık ki güzeller güzeli bir kız perdeyi açtı ve o sihirli kelimeyi söyledi  “Came On” dedi J Diana sağ olsun inanılmaz ilgilendi bizimle kişi başı 10 Euro ödeyerek anlaştık. Ama harika bir işletmesi var belki biraz amatör ama olsun sevdim ben. Nakit param yok çekeyim de öyle vereyim dediğinizde “çekene kadar lazım olur” diye borç verecek kadar insancıl kişiler J Genelde bir kişi bakıyor buraya. 
Sabah uyandığımızda pek zengin olmayan kahvaltımızı yapıp yola koyulduk. İlk durak; Kara Kilise ve Drakula’nın şatosu he birde dağın zirvesi.

Diana bizi dünyanın ilk “ilkokul” una  götürdü. Unesco tarafından koruma altında olan tarihi bir yapıt.

Tekrar Piata Sfatului meydanına gidip birer Caffe Latte içtik. Cafelerin yoğunlukta olduğu bir sokak var ve insanlar öğleden sonra başlayıp gece 02.00 lara kadar buralarda eğleniyorlar.  Bu arada merkezde ki Cafelerin şemsiyelerinde “ Braşov probably the best city in the World” yazmaktadır. Hadi ordan J

Ayrıca küçük peynirli poça tarzı şeyler var çok ucuz ondan alabilirsiniz 6 tanesini 20 leu ya almıştık yaklaşık 2 euro ediyor buda.


Braşov’un en önemli yapısı olan “Black Church” Viyana ile İstanbul hattı arasında en büyük Gotik Kilisedir. 17. yy yapımıdır. Avrupa’nın en zengin Anadolu halı koleksiyonuna sahiptir. Giriş 3 Euro idi. Ayrıca özel filtreli camlar ile eserler güneşten korunmaktadır kilisede.  


Kliseden ayrılıp şehrin ortasında bulunan dağın tepesine çıkmak için telefiğe bindik. Kişi başı yaklaşık 2 euro ya geliyor.

 Bu Dağın tepesinde Hollywood çakması Braşov yazıyor J iykide çıkmışız zira tepeden bir bakış güzel oldu. Gördüğünüz daracık sokaklar, 1500 lerdan kalma binalar ve kırmızı çatılar… Oldukça enteresan.

Braşov bölgesine yakın geizlmesi gereken en önemli yer ”Bran” da yer alan “Dracula!s Castle yani Kont Dracula Şatosudur.

 Sizde şaşırdınız değil mi J -Dracula namı diğer bildiğimiz Vampir ‘in evi buradaymış vay be demiştim, içimden ama araştırınca çok enteresan bir hikâyesi olduğunu öğrendim.

 1897 yılında Bram Stoker Dracula isimli dehşet verici bir roman yazmıştır. Aradan geçen 100 yılı aşkın zamana rağmen hala birçok insan bu romanın anlattığı hikayenin yani “Transilvanya Vampiri” nin hikayesine inanmaktadır. (Diğer postlarımın arasında Drakula’nın enteresan hayat hikayesini bulacaksınız)

Braşov’a giderseniz mutlaka görmeden gelmeyin. Bize Diana (hostel deki yönetici) taksi ayarladı ücretini verdik ama iyi bir pazarlıkla otobüsten bile mantıklı oldu. Özel araçla gitmeniz iyi olur çünkü çok uzak Braşov’a. Biz 3 arkadaştık sonra otelde Sydney li bir çocukta dahil oldu araca ve ücrete. Bu arada Drakula’nın cihan fatihi “Fatih Sultan Mehmet” ile kan kardeşi olduğunu biliyor muydunuz?

Akşamına Bükreş’e geldik. Bildiğiniz üzere Bükreş Romanya nın başkentidir.  Ayrıca Tuna nehri buradan da geçmektedir. Turistik açıdan çok cazip olmayan bir şehirdir. Şehrin merkezinde bulunan dünyanın 2. Büyük parlamentosu Romanya’ya aittir. Çavuşesku’nun inşa ettirdiği parlamento Sarayı Bükreş’in merkezinde uzayıp gidiyor. Bir zamanlar orada Çavuşesku vardı. Şehrin tüm tarihinin yer aldığı bu bölgeye dünyanın 2. Büyük Parlemanto sarayını yaptırmıştı. Halktan sakındığı servetin bir kısmıda bu binaya yatırılmış. Şimdi ise Çavuşesku ‘nun sarayı NATO yetkililerini, Dünya Bankasından gelen politikacılara, IMF VE AB yetkililerine kucak açıyor. 


 Ayrıca birde Atatürk Meydanı vardır ve küçük bir meydandır. Bu meydan da bir Atatürk Büstü de bulunur. Bir Türk tarafından işletilen ve satın alınan otelcilerin girişimiyle meydana bu ad verilmiştir. Adım başı free wifi bulunur bu şehirde J


2 yorum:

  1. otopeni havalimanından şehir merkezine sakın taksi tutmayın, 2006 yılında 100tl ye yakın para ödedim. yabancı olduğunuzu anladıklarında aynı bizim esnaf gibi ne koparsak kârdır diyorlar.

    YanıtlaSil
  2. yada mutlaka pazarlık yapılmalı önden yaklaşık bir fiyat alınmalı

    YanıtlaSil

Yorumlar